İnsan iki şeyi aynı anda sevebilir mi? İki insanı, iki şehri, iki ülkeyi? Ferzan Özpetek, doğup büyüdüğü şehir olan İstanbul’u yıllardır uzaktan gözlemliyor...
“Ne doğumumuz ne ölümümüz ne de doğumla ölüm arasında can çekişerek sürdürdüğümüz hayatlar bize ait. Başkalarının isteklerinden doğuyor, başkalarının istediği gibi yaşıyor ve başkaları yüzünden ölüy
Brandenburg’da bir göl kıyısında genç bir mimar hayallerinin evini inşa eder. Ne var ki ev bireysel felaketler, siyasal çalkantılar ve ideolojik dönüşümlerle gölgelenen şiddet dolu, karanlık bir tari
… Ben bazen öyle severim ki, bazen iyilik boğazımdan yukarı öyle hızla yükselir ki, yaşlar öyle dökülür ki gözlerimden, sen buna kendini aldatma diyorsun, ben korkuya direnme diyorum, en çok o boğazı
Çarlık Rusya’sında ailesiyle zor koşullar altında yaşayan Mendel Singer, hayatını Eyub misali Tanrı’ya adamıştır. Kaderine Tanrı’nın yön verdiğine inanan Mendel, günün birinde Amerika’ya göç eder...
Ağabey, Paris’in banliyölerinde büyümüş ve otuzlu yaşlarını sürmekte olan biri taksi şoförü diğeri ameliyat hemşiresi, yarı Suriyeli yarı Fransız iki erkek kardeşin çağdaş ve siyasi romanı. İslami te
Buraya ait olamamaktan yoruldum.Ama gidemiyorum da... Paris’e de ait değilim çünkü.Charles, Marcel, Evelyn, Margaret, hepsi başka bir yere ait olmanın güveniyle istedikleri yere gidebiliyorlar. Gitti
Üsteğmen Franz Tunda, Doğu Cephesi’nde Ruslara esir düşmüştür. Kaçmayı başardığında kendini kanlı bir içsavaşın ortasında bulur; uçsuz bucaksız Sibirya taygalarında bir çiftliğe sığınır ve savaşın so