Mo Yan, Mahlaslar, Nobel Edebiyat Ödülü

“Safsatalar Kralı Mo Yan”

17.08.2021
“Safsatalar Kralı Mo Yan”

Mo Yan’ın 2012’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü alması, özellikle son yıllarda neredeyse her Nobel’de olduğu gibi, epey tartışılmıştı. Birçok edebiyatçı ödülün, Çin Komünist Parti üyesi yazara değil de hükümete karşı daha muhalif bir Çinli yazara verilmesi gerektiği kanaatindeydi. Oysa Mo Yan da muhalif. Sadece muhalifliği, kendisi gibi oldukça özgün.

Gerçek adı Guan Moye; ama o kendine Çincede “Konuşma!” anlamına gelen “Mo Yan” ismini uygun görüyor. Bunun sebebi, gençlik yıllarında ailesinin sürekli evin dışında konuşmamasını, düşüncelerini uluorta söylememesini tembihlemesi. Belki de bu yüzden kitaplarında bol bol kendini anlatıyor Mo Yan, hem ne anlatmak! Ne kadar başarısız bir yazar olduğundan bahsediyor, ne rezil ve aptal bir adam olduğundan. Bir reenkarnasyon hikâyesi olan kitabı Yaşam ve Ölüm Yorgunu, bunun en aşırı örneklerinden biri. Romanda kendini Mo Yan adında bir yazar olarak karşımıza çıkarmakla kalmıyor, bir de şu şekillerde tanımlıyor: “uydurma romanlar yazar şu Mo Yan”, “Mo Yan denen şu yazar”, “Mo Yan denilen şu ufaklık”, “dalkavuk Mo Yan”, “safsatalar kralı Mo Yan”.Gerçek ile gerçeküstünü harmanlayarak yoğun bir mizahla birlikte absürtlükleri anlatan safsatalar kralının hikâyeleri de genellikle kendi doğup büyüdüğü topraklarda, yani Gaomi Kuzeydoğu Bucağı’nda geçiyor. Yaşadığı kasabanın yanı sıra Çin aile yapısını, komünist rejimi, Kültür Devrimi’ni, gelenekselliği tiye alarak yazan yazar yalnızca kendisiyle değil, her şeyle ve herkesle dalga geçmeyi çok seviyor. Ama kendine susmak anlamına gelen bir mahlas seçmesinin ardında yalnızca mizah yatmıyor – yazar Mo Yan’ın sessizliği, karakter Mo Yan’ın gelişmesi için bir alan yaratıyor; konuşulamayanı konuşabilmesini, siyaset tarihini cesurca ele almasını sağlayacak bir araca dönüşüyor.[1]

 

 

Kültür Devrimi’nden sonra Halk Kurtuluş Ordusu’na katılan Mo Yan, bu dönemde bir yandan da edebiyat eğitimi alıyor ve yazmaya başlıyor. “Komünist” yazar halkın aptallıklarını ve yaptıkları yolsuzlukları anlatırken inandığı şeyi idealize etme ihtiyacı da hissetmiyor. Keza Der Spiegel’e verdiği bir röportajında şöyle diyor: “Marx’ın Komünist Manifesto’da yazdıkları fevkalade güzellikteydi. Ancak bu rüyayı gerçekleştirmek çok zor görünüyor.” Yine aynı röportajda Yaşam ve Ölüm Yorgunu’ndaki bir sahnede Mao’nun rozetini tuvalete düşüren kahramanın sahnesi sorulunca şöyle cevap veriyor: “Bu sahneleri yazarken, bir tabuyu kıracak mıyım diye düşünmedim. Eğer bunlarla Mao’nun tanrı değil de bir insan olduğunu netleştirdiysem bırakın öyle olsun. Çocukken, Mao’nun tanrı olduğunu düşünürdüm.”

Değişim başta olmak üzere tüm kitaplarında kendi hayatını anlatmasına rağmen Mo Yan’ı anlamak hiç kolay değil. Yine de denemek isteyenlere, “İsterseniz kitaplarımı okuyarak anlayın beni,” diyor yazar. Gerçekten de “Konuşma!” adıyla göz korkutucu kalınlıklarda (ama bir film gibi hızlı akan) eserlere imza atan Mo Yan’ın “Mo Yan’lığını” ve elbette muhalefetini anlamanın en güzel yolu, kitaplarından geçiyor. Bol absürtlük ve safsata dolu keyifli okumalar!

 

[1] Alexa Huang, “Mo Yan as Humorist”, World Literature Today (Tem-Ağu 2009).

 
Mo Yan
 

 


Mo Yan Eserleri