Chris Cornell, David Vann,

Chris Cornell’in Ardından Okunası Bir Roman: Akvaryum

17.08.2021
Chris Cornell’in Ardından Okunası Bir Roman: Akvaryum

David Vann’ın Seattle sokaklarında geçen Akvaryum’unda, ’80’lerin sonunda şehrin etrafında şekillenen cızırtılı gitarlı punkvari müzik türü grunge’dan, başka bir deyişle Seattle sound’dan izler bulmak mümkün. Bir süre sonra sadece bir müzik türü değil aynı zamanda bir yaşam tarzı haline gelen grunge’ın kitapta en büyük izlerini ana karakterlerden Sheri’nin sevgilisi Steve’de sürüyor okuyucu. Mızıka çalmayı seven Steve’in tamirhaneye benzeyen evinde en dikkat çeken eşyalardan biri devasa büyüklükte bir hoparlörü olan müzik seti. O müzik setinden ve Steve’in mızıkasından çınlayan müzikleri hayal etmekse bize kalıyor.

 

Steve’in Nissan marka kırmızı bir dört çeker olan pikabına bindik. Yolcu kabininde, arkadaki açılır kapanır koltuklardan birine güçlükle sığıp yan oturdum ve ayaklarımı hard rock türünden kulak tırmalayıcı bir parçayı gürültüyle çalan hoparlörlerin üstüne kaldırdım: Black hole sun, won’t you come, and wash away the rain... [Kara delik güneşi, gelip yağmuru yıkayamaz mısın?][1]

 

Grunge’ın Nirvana ve Pearl Jam kadar ses getiren grubu Soundgarden ve daha sonra Audioslave’in solistliğini üstlenen Chris Cornell 17 Mayıs 2017’de, 52 yaşındayken konser sonrası kaldığı otel odasının banyosunda kendini asarak yaşamına son verdi. Kara delik, “lanetli grunge” oldu, efsanevi isim Cornell’i güneşle yıkayamadı. Cornell de tıpkı diğerleri gibi kara deliğin içinde kayboldu. Elbette Cornell, grunge’ın verdiği ilk kayıp değildi. İlk kurban 1990’da Mother Love Bone’un aşırı dozdan ölen solisti Andrew Wood’du. 1994’te Nirvana’nın solisti Kurt Cobain ardında, “Sönüp gitmektense yanmak daha iyidir,” notunu bırakarak intihar etmişti. Alice in Chains’in solisti Layne Staley 2002’de, Stone Temple Pilots’ın solisti Scott Weiland 2015’te aşırı dozdan öldü. Kısacası grunge’ın tüm efsanevi isimleri tek tek kara deliğin içine düştü.

Akvaryum’da işte bu kara deliğin cazibesine karşı kürek çeken karakterler var. Steve de bunlardan biri. Tam bir müzik sevdalısı olan Steve yemek yapmayı seviyor, sevgilisi Sheri’ye ve onun kızına karşı son derece sevecen ve ilgili davranıyor. Neşeli bir karakter diyebileceğimiz Steve kuşkusuz bu neşesini Seattle sokaklarından almıyor ama Seattle sound’un hakkını sonuna kadar veriyor.

Bu da Steve’in arabasında dinlediği, 1994’te yayınlandığında ortalığı kasıp kavuran şarkı:

 

 

 

[1] David Vann, Akvaryum, Çev. Suat Ertüzün, Can Yayınları, 2017, s. 186.

 
David Vann
Akvaryum
 

 


Diğer Blog Yazıları

Tümünü gör